29 Ekim 2017 Pazar

MAVİ

Kapıda kalmış parmak izlerin
Mutfak masasında avuçların
Odamda kokun
Anladım ki şehir ''Mavi'' değil artık
Anladım ki sensiz bir toz bulut bu şehir.

MAVZER

Yağmurda karışmış sözlerimiz
aşkın nasıl ıslattığını denizler bile bilmiyor
Arka balkona astığım çamaşırlar
Onlar bile bilmiyor
Satır arasına sıkıştırdığım aşk
Bir mavzer gibi yıkıldığımı o bile bilmiyor
Boyanır mı şimdi siyah.. Maviye...
Penceremde beslediğim kuşlar
Onlar bile bilmiyor
Benim olmayan kedilerim
Onlar bile bilmiyor..

Bir Mavzer gibi yıkıldığımı kimse fark etmedi sadece ben fark ettim ve geç kalmadığımı da gördüm, tam o sırada yeni başlangıçlar için adım attım.

Yeni evinde çiçeklerini sulayacak vakti bile bulamıyordu hoş çiçek alacak vakit yoktu,  arkadaşları çiçek almasını engelliyordu fakat düşündü '' ya ben engelliyorsam '' diye ...  Arkadaşlarını sıraya soktu en başda  ENLERİ koydu devam etti, baktı ki o enler ona zarar veriyordu ve yavaş yavaş temizlemeye başladı. Sonra karakterini yargıladığı insanların aslında kişiliği oturmuş bir varlık olduğunu gördü sonra karakteri yargılamaya sebep olan arkadaşlarına baktı ve kişilikleri daha oturmamış olduğunu gördü. Herkesin kendisi gibi olmasını beklemiyordu bu hayatta zaten buna katılan bir kadında değildi ama insanların yapmacık olması  başkalarına, hayatlarını abartarak anlatanları ve  yalan konuşanları  sildi ve çok üzücü bir nokta vardı bunların için de en çok  enleri vardı.  Hayatında  her şey muhtazam bir şekilde ilerliyordu ve enlerini hayatından çıkardığında aslında daha iyi bir enerji ile yüzyüze geldiğini hissetti. Yeni başlangıçta kendini değiştirecekti aksi taktirde  başaramazdı. Mesela BENCİL olacaktı çünkü bencil olmadığı halde çevresi tarafından hoş görülmek yerine taşlandı bunu enleri silerken gördü. Ve İnsan verdiği kararlardan ibarettir bu yüzden mutluydu şimdi sırada kendi hayatını şekillendirmek kaldı , Bir makarnacı dükkanı açmak gibi mesela işe koyulmalıydı ve bunu başarmalıydı.





22 Eylül 2016 Perşembe

Korsan Gemisi

Bazen aldatılır sın bazen  aldatsa daha iyi olurdu dersin. Bazen nefretle terk ederdin fakat bazende severek terk edersin. Bazen zamanı gelmiştir bazen geçmiştir. Bazen tükenilmiştir bazende öyle dersin bitirirsin. Diyorum ya bazen yabancılaşır ve bir gün sıradanlaşır. Söylesene Seninki niye bitti ? Aşk çok garip bir şeydir ben hep aşkı annemin ben küçükken  bana anlattığı kağıttan gemiye benzetirim neden mi ? Çünkü gerçek değildir ve bir kağıt parçasıdır. Annem hep bana kağıttan gemi yapar yaparken de hikaye anlatırdı...Hafızam'dan silinmeyen o güzel '' Kağıttan gemi hikayesi '' ; Kocaman bir gemi varmış okyanusta ve  o geminin içinde bir sürü  kötü adamlar varmış bu korsan gemisiymiş..  Korsanın yüreği o kadar kötüymüş ki Bütün kötülükleri yaparmış. Şimdiki durağı ise küçük bir adada yaşayan çocukları kaçırıp gemisinde köle yapmakmış. Adaya doğru giderken bir gün fırtına çıkmış kocaman bir dalga gemiye çarpmış ve geminin yelkenini koparmış. ( o arada geminin yelkenini annem yavaşca keserdi) sonra bir dalga daha gelmiş ve bu sefer geminin arka kıçını koparmış(geminin arka tarafını yırtıyordu) Bu sefer gemidekiler ön tarafa doğru yığılmış.Sonra kocaman bir dalga daha gelmiş ve ön tarafı koparıp atmış.(ön tarafı kesiyordu bu seferde ) Sonra gemi derinliklere doğru batmış.  (yaptığı kağıttan gemiyi açıp) Geriye sadece korsanın tişörtü kalmış Diyip Bana veriyordu gülümseyerek. İşte ben hep aşkı annemin bana anlatığı hikayeye benzetirim. Sizce de öyle değil mi ?Aşkı tarif edebiliyoruz az çok ama ayrılığı hayır ben tarif edemiyorum Belkide ayrılık hikayedeki tişört yada gemiye çarpan dalgalar.. Eğer çook sevdiyseniz ve ayrılmışsanız ve bir daha barışmanız imkansızsa ama hala yüreğiniz onu istiyorsa ve yanına gidemiyorsanız yaşıyan bir ölüsünüzdür.  Aslında önemli olan ayrılık değildir bence önemli olan vaz geçmek.o buruşuk yüreğinizi ütülemektir. Ya zaman çok çabuk geçiyor saniyeler dakikaları,dakikalar saatleri,saatler günleri,günler ayları,aylar yılları kovalıyor ve böyle bir ömür geçiyor bence hiç bir şey için geç değil. Gidelim seviyorsak söyleyelim yaşayan ölü olmaktansa ölüp dirilmek daha iyidir. Şuan saat kaç ? ben bunları söylerken saat gece 3 buçuk Hadi daha ne duruyorsunuz gidin ve sevdiğinizi söyleyin sevgilinize,arkadaşına,ailene annene babana ablana abine  herkese. Seni seviyorum büyük ama küçük yürekli adam, Seni seviyorum anne bana böyle bir hikaye anlatığın için, Seni seviyorum abi çünkü  başımda değil yanımda olduğun için,seni seviyorum can yoldaşım hep elimden tutuğun için seni seviyorum kedim ada ıslık çalınca yanıma geldiğin için Ve dünyayı seviyorum gidişat ne kadar kötü olsada vaz geçmeyin arkadaşlar sevmekten,aşık olmaktan ve direnmekten vaz  geçmeyin türkiyem çabalarımız  rafta kalmasın.

21 Eylül 2016 Çarşamba

MENEKŞE KOKAN SABAHLAR

Gözlerimi açtığımda bana bakıyorsun gülümseyerek,ben ise ışıklarla dans ediyorum, kaybolmaktan korktuğum için kalabalıklar akıyor gözlerimden, yüreğim ise halen gürültülü ve fırtınalı,Söylesene şimdi kim dokundurur şefkatli ellerini tenime.Ben ise hala gözlerimi açtığımda gülümsediğini görüyorum. Sevgilim kanatlarım bu kafese çok büyük kabıma sığamıyorum  götür beni nefes alabileceğim yere,dayanmasını bilen o kıymetli şatolara..Biliyorum senin seviyorumların yüzmeyi beceremiyor'du sadece parantez açıyordu.Sevgilim ben ne gitmenin ötesindeyim nede kalmanın gerisindeyim tam ortada seni bekliyorum kurtarırsın diye beni  bu azaptan.Beni bekleyen bir kaçış arabasının olduğunu varsaymak boşuna mı ? Hadi beni götür buralardan avuçlar dolusu kumlara o güzel kumdan şatolara götür beni. Dudağın arasındaki sigaran olmak istemiyorum, tam tersi iki dudağının arasından çıkan ''Seni Seviyorumların ''olmak istiyorum.Kanatlarımı açıp bir bahar gecesi sana gelmek isterdim  usulca girer koynuna çiçeklerle donatırdım. Cesaretim var mı ? En önemlisi de yerim var mı hayatında ? Ben çiçekleri sulamayı unuttuğum gibi seni unutmak istemiyorum ki sen benim aralıksız dinlediğim şarkımsın, melodimsin. Yalvarırım ki gel beni kurtar.  Hatırlasana her terli kabustan sonra menekşe kokan sabaha uyanırdık,  küçük bir yağmura kanardık O '' arap kızının'' camdan baktığını hayal ederdik. Şimdi ise o buğulanan camlarda arıyorum gizlice yazılmış yazıları, ve tekrardan kabuslara gözümü açıyorum kalbimde balıklaştı.. Sevgilim gördüğüm rüyalar seni öyküler gel ve bir parçası ol yalvarırım..

A.B.C

Ne rüzgar aşık oldu nede giden aşık.. Hiç kalanlarda sağlam değil ya aşk sadece A- şıkkı B'si çıkmış C'si gitmiş.. 

KUMDAN KALELER

Bana ''Geçmişe dönme gel kollarıma '' dedi gülümseyerek. Gözlerimin dolduğunu fark etmeden ''Sende geçmişimsin'' dedim ve sustu. Bu kadar kısa değil bu gördüğün aşk, bu gördüğün acı bu kadar değil. Bitirmeliydim bitmeliydi ki  kaybolmaktan yorulup serilmeliydim o güzel kumdan kalelere.. Bak hala bitmedi ,dokunduğun yerler hala acıyor, kokladığın yerler hala sızlıyor. Ama bazen bitmeli ,bitmeli'ki bir  birimizi tanımalıyız, tanımalıyızkı bitmemeli.. Evet belki bir denizin iki aşık balığı olamasak'ta ,kumda can veren balıklar olduk. Şimdi git, git çünkü ölümünü izlemek istemiyorum.

FİL

Bazen bir fil olup uçmak isterim,şuanda duyuyorum ''Hiç fil uçar mı canım '' diye.. Peki siz uçabiliyor musunuz ? ''Hayır'' İşte benim sizden apayrı ve imkansız hayellerim var.  ''İnsan olmayacağı hayaller kurmaz'' derler ya yalan o canım. Ben şimdi bir fil olup uçmak istiyorum sence olur mu ? Tabi ki olmaz bende olmayacağını bildiğim için gittim bacağıma fil dövmesi yaptırdım daha bir iyi oldu.. Size toz pembeli dünyalar canlarım..